2 Mart 2017 Perşembe

Samos Eupalinos Tüneli



2.600 YILLIK BİR MÜHENDİSLİK HARİKASI: EUPALİNOS TÜNELİ / SAMOS


Milattan önce, 535-525 yıllarında Samos Adası’ndayız…

Günümüzde Kuşadası çıkışlı feribotlar ile 50 dakikada ulaşılan Ada’nın o dönemdeki başkenti , Dilek Yarımadası’nın karşısındaki Tigani. Kelime, Yunanca halk dilinde, “Tava” anlamına geliyor. Kentin kurulduğu körfezin formundan kaynaklanan bir isimlendirme…

O çağlarda yaygın olan bir askerî uygulama, kuşatılan şehrin içme suyunu keserek teslim olmaya zorlamak…
Tigani’yi yöneten meşhur tiran Polycrates, olası bir kuşatmanın bu şekilde sonuçlanmaması için çözüm arayışları çerçevesinde,  Atina yakınlarındaki Megara’dan mühendis Eupalinos’u davet ediyor. 

Eupalinos araziyi incelemekle işe başlıyor:  Kastro Dağı’nda, bugünkü Mytilini kenti yakınlarındaki Agiades kaynağından  deniz kenarına doğru uzanan arazi kireç taşından oluşuyor. Bu arazide, deniz seviyesinden 225 metre yükseklikteki tepeyi aşacak şekilde  yaklaşık bir kilometrelik kanal açılması gerekiyor. Ancak kanalın açık havada olması ya da suyun, genelde olduğu gibi, künklerle nakli askerî savunma amaçlı bir çözüm değil.
Bu parametreler ışığında projesini oluşturan Eupalinos, biri kaynağın bulunduğu kuzeyden, diğeri de güneyde kentin bulunduğu noktadan  başlamak üzere iki koldan, kireç taşından oluşan topografyada  tünel kazmaya başlıyor. 

Teknik ayrıntıları, sıkıcı olmamak için geçiyorum: On yıl süren şantiyede esirler çalıştırılıyor. Hatta bu esirler arasında Midilli’den getirilen lezbieyenler de var. Kullanılan aletler gürz, keski ve küfeler. Molozları dışarı çıkartmak ve havalandırma amacıyla, düzenli olarak kuyuları açılıyor (Bu kuyuların benzerlerini Kuşadası yakınlarında, antik Efes su yolları üzerinde, Arvalya mevkiindede  görebilirsiniz). 10 yıl süren çalışmaların sonucunda aşağıdan ve yukarıdan gelen tüneller, planlandığı gibi, yolun yarısında  birleşiyor.  Eupalinos bu birleşmeyi nasıl hesapladığına ilişkin sırları kendisiyle birlikte götürüyor. Yaklaşık 225 yıl boyunca çözülemeyen bu sırra ilişkin bilimsel açıklama, sonunda,  yine bir Yunanlı olan matematikçi ve geometrici Euclides’ten geliyor. 

Bin yıl süreyle kullanılan tünelin genişliği ve yüksekliği aynı boyutlarda: 1,80m. Uzunluğu ise bin36 metre.
Tünelden daha sonraki yüzyıllarda  ilk söz eden, Fransız botanikçi Tournefort. 1703’te Tigani’ye gelen Tournefort, varlığını antik çağ yazarlarından bildiği tünelin sadece iki metrelik bölümüne girilebildiğini, devamının çökme neticesinde kapalı olduğunu yazıyor. Tünelin bir uçtan diğerine temizlenerek ortaya çıkartılması 1882-84 yıllarında gerçekleştiriliyor. 

1992’de UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Eupalinos Tüneli günümüzde Samos’a gelen turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerlerin ilk sıralarında yer alıyor.

Pekiyi, Tigani kenti nerede?

Antik çağlardan beri Tigani adıyla bilinen şehrin adı 1955’te, belediye meclisi kararıyla Pythagorion olarak değiştirildi çünkü, Sümerlerden beri bilinen ve kullanılan “Bir dik üçgende kenarların karelerinin toplamı hipotenüs’ün karesine eşittir” kuramını matematiksel olarak kanıtlayan ilk matematikçi Pythagoras bu kentte doğmuştu. Bu arada; Tiran Polycrates ‘in çağdaşı olan Pythagoras’ın tiranlıkla yönetilmeyi kabullenmektense Ada’yı terk ettiğini de  belirtmek gerekir.     
Yaz aylarında Kuşadası çıkışlı Samos turlarımdan birinde size de bu güzel adanın doğal ve kültürel zenginliklerini tanıtmak dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunarım.

Rehber Ali Karapınar

Not: Dünyada iki uçtan başlayarak kazılan ve ortada birleşen ilk tünel,  Kudüs’teki Kral Ézéchias (Hezekiya, Hizkiya. Hükümdarlığı: MÖ 715 ile MÖ 686) Tünelidir. Bu tünel M.Ö 700 yılına tarihlenir. Ne var ki, Eupalinos Tüneli’nin aksine, çok sayıda yanlış yönde kazı izleri taşır. Arkeologlar, 300 metre uzunluğunda bir engeli aşmak için 450 metrelik bir güzergâh oluşturulmasını, yanlış hesaplamalardan kaynaklanan başarısız kazılardan sonra  tünelin yeraltı sularının doğal yatağı boyunca kazılmış olmasına bağlıyorlar.   
Bu tünele ilişkin bir yazıt İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmekte. İsrail’liler, kendi tarihleri için çok önemli olan bu fragmanı düzenli aralıklarla T.C’den istemekteler. Son olarak da yazıt karşılığında iki fil teklif etmeleriyle gündeme geldiler. İlginizi çekerse bu konudaki haberin linki: http://www.arkeolojikhaber.com/haber-israil-siloa-yazitini-sakayla-karisik-yine-istedi-2623/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder